14 Eylül 2011 Çarşamba

arabayla münih-prag-berlin-amsterdam-paris-prag

Orta ve Kuzey Avrupada epey bir kilometre yapınca, tur şirketlerine sıcak bakmayıp “kendi turumu kendim yaparım” diyecek arkadaşlara rehber olur amacıyla tecrübelerimizi paylaşalım istedik.
İlk yaptığımız şey gezeceğimiz yerleri ve rotamızı detaylı bir internet araştırmacılığıyla araştırıp yanımıza bu notları almak oldu.Navigasyon cihazımız olmasına rağmen detaylı bir Avrupa yol haritası da edindik.Otel rezervasyonlarımızı www.hotel.de sitesinden yapıp gideceğimiz otel adreslerini navigasyon cihazına girdik.Otelleri, gezeceğimiz turistik bölgeyi temel alıp adresten arama yaptırarak ücretsiz rezervasyon seçeneğiyle yaptık.Tabi ki otoparklı otelleri seçtik.Rezervasyonumuzda hiçbir sorun çıkmadı.
Genel bilgiler:
Avrupa da bir araba edindiğinizde (biz sevgili kuzenimin sayesinde onun arabasıyla gezdiğimizden araç kirası ödemedik ama ortalama bir araç günlük 25-35 Euro civarında kiralanabiliyor.karavan kiraları ise 100 Euro larda)ilk işiniz ona yakıt almak olacaktır.Yukarıdaki güzergahtaki tüm ülkelerdeki benzin istasyonlarında yakıtı kendiniz dolduruyorsunuz.Hepsinde şeffaf eldivenler mevcut ama yine de eliniz mazot kokacaktır.(eee tur patronu sizsiniz olacak o kadar)
içeri gidip pompa numarasını söyleyip ödeme yapıyorsunuz.Dizel yakıtın litresi 1.40 euro civarındaydı.(yani bizden çok da ucuz değil)Tüm otoyollarda oldukça sık aralıklarla park alanları mevcut. Bir park alanına girerken bir sonrakinin kaç kilometre uzakta ve hangi benzin istasyonunun olduğunu belirten levhalar var.Tuvaletler bazı park alanlarında ücretli. 50 ya da 70 cent atarak turnikeden geçiyorsunuz size yol boyunca harcayabileceğiniz 50 centlik bir kupon veriyor .Bu kuponu yol üstü lokantalarında harcayabiliyorsunuz.Benzin istasyonu da olan park alanlarını tercih edin diğerlerinde tuvaletler daha kirliydi.
A.B.ülkeleri arasında sınır kapıları yok sadece hoş geldiniz levhaları var.Çok güzel tabelalandırmalarına rağmen navigasyon cihazınız olmadan tabiî ki yola çıkmayın,yüzlerce yol ayrımından ve dilini bilmediğiniz levhalardan geçeceksiniz.Biz bir kez yanlış yola girdik o da yol çalışması olan bir kavşaktaki tabela eksiğindendi .Bu noktada harita işe yaradı.Avrupalı sürücüler hız sınırlamalarına ve trafik kurallarına çoğunlukla uyuyorlar,ama biri sizin şeridinize sinyal veriyorsa mutlaka önünüze çıkıyor yavaşlayın.
Alman Otoyolları:
Çoğunluğu 2 şeritli, çok nadir 3 şeritli oluyor,hız sınırlamasının olmadığı alanlar mevcut ancak yaz döneminde o kadar çok yol çalışması vardı ki hiç otobanda gibi değildik sürekli uzun konvoylarda çok yavaş hızlarla ilerledik.Ücretsiz olması en iyi yanı…
Çek Cumhuriyeti Otoyolları: Alman otoyollarıyla aynı, 2 şeritli, hız sınırlaması var en yüksek hız 130 km saat.Ücretli ,ancak aracınızın camına yapıştırdığınız yıllık çıkartmalarla ödeme yapılıyor.Haftalık ,aylık olanları da varmış.Bizim aracımız çek plakalıydı ve otoyol çıkartması vardı ancak hiç bakan olmadı. yolda gişe falan yok.Henüz euro ya geçilmediği için kendi para birimleri olan kron kullanılıyor.kredi kartınız yoksa ya da kullanmak istemiyorsanız benzin için kron bulundurmanız gerekecek.
Hollanda Otoyolları:En güzeli Hollanda otoyollarıydı hem 3 şeritli tıpkı Türkiye deki gibi,hem çok temiz tuvaletlere ve park alanlarına sahip hem de ücretsiz di.(ya da soran olmadı)Hız sınırlaması var max hız 130km/saat
Belçika Otoyolları:Geçtiğimizi fark etmedik bile!hız sınırlaması var120 km/saat,yoğun radar kontrolü var.ücret alan olmadı…
Fransa Otoyolları:Kuzey ve doğusunda yaklaşık 700 km yol kat ettik.Kuzeyinden, daha doğrusu Belçika’dan Parise yol alırken tıpkı bizdeki gibi bir giriş gişesinden bilet alıp çıkışta nakit gişesinden(üzerinde cash yazan,yeşil ok işaretli ve para resmi olan, ayrıca en çok sıra olan)ödeme yaptık.15 euro tutmuş verdik.Paris’ten doğu yönünde Münih’e geçerken ise önce bir gişede 2,5 euro’muzu aldılar pek anlamadık sonra yine girişte bilet alarak çıkışta 22 euro’luk ödeme yaptık.Ödemeyi kredi kartı ile yapabileceğiniz makineli gişe de mevcut ama tavsiyemiz nakit ödemeniz. yollar güzel tabi 3 şeritli ve 130 km/saat hız sınırlı.sürekli radar kontrolü var.
Gezdiğimiz şehirlerde Trafik:Biz yaz sezonunda gezdiğimiz için şehirlerin nispeten boş ve trafiğin rahat olduğu zamanlarıydı ama şunu söyleyebilirim Türkiye de ki herhangi bir şehirde araç kullanıyorsanız burada çok daha rahat ve güvenli kullanacaksınız.Bunun tek istisnası Amsterdam turistik merkeziydi.Burada bir şey belirtmeden geçemeyeceğim hep anlatılırdı işte yaya geçidine yaklaşırsınız pat dururlar falan diye çok da inanmayın siz yine dikkatli olun…Prag dışında yaya hakkı yine araçlarda,tabiî ki trafik ışıklı geçitlerden bahsetmiyorum.
Münih:Trafik düzeninin ve şehirciliğin zirve yaptığı kenttir herhalde.Çok düzenli,her yolda bisiklet için ayrılmış alan mevcut,bazı ana yollarda bisiklet önceliği mevcut.Bunu mutlaka yola çizdikleri aralıklı -kocaman-işaretlerle gösteriyorlar.trafik tam bir alman disipliniyle akıyor,şerit ihlallerine çok kızıyorlar dikkat edin.Kornaya bir tek o zaman basıyorlar!
Berlin:Münihe göre biraz daha fazla trafik oluyor ama caddeler geniş,bisiklet yolları burada da var fakat bisiklet kullanımı Münih kadar yaygın değil.Aslında bu şehirlerdeki Trafiğin en büyük farkı toplu taşımacığın yeraltına alınmış olması tabiî ki.şehirlerin altında yaşayan bir şehir daha var sanki dolayısıyla yollarda ne dolmuş ne otobüs olmadığından trafiği katledecek, aksatacak,yolcu kapmak için direksiyonu önünüze kıracak vasıtalar da yok.Burada metroları anlatmanın vaktidir:
Münih ve Berlin Metroları:’S’ ve ‘U’ harfleriyle gösterilen metro istasyonları mevcut.’S’ şehir dışına çalışıyor.’u’ ise şehir içindeki hatları gösteriyor.Biletinizi metro istasyonlarındaki makinelerden almak zorundasınız memurlu gişe mevcut değil.berlindeki makinede Türkçe menü vardı ama münihtekinde bulamadık.5 kişilik grup bileti almanız mümkün iki saat içinde tekrar aynı bileti kullanabiliyorsunuz.tek yön tek gidiş 4 kişi 8,5 euro idi.Aldığınız bilete bir başka makinede tarih attırıyorsunuz.Bütün bunları yapmadan da trenlere binmeniz mümkün tabi kontrol eden de yok size bakan da geçmeniz gereken turnike de yok.Ancak kontrole rastlarsanız yüksek ceza ödemeniz gerekiyor muş biz her seferinde biletimizi aldık ama kontrole hiç rastlamadık.Trenlerde ve istasyonlarda trenin güzergahlarını görüyorsunuz.istasyonlarda trenin gideceği son istasyonu ve kaç dakika sonra geleceğini gösteren dijital göstergeler mevcut.Yani kaybolmanıza imkan yok.her otelde şehrin ve metro hattının haritaları ücretsiz veriliyor.Biz şehirlerde gezip görülecek yerleri önceden belirlediğimizden şehre geldiğimizde ilk edindiğimiz şehir haritasına bunları işaretleyip en kolay ulaşım aracını seçip hiç vakit kaybımız olmadan dolaştık.tavsiyemiz de bu yönde çünkü bu kendi turunuz ve rehberde sizsiniz.dolayısıyla ön hazırlığınız iyi olmalı!! Şehirlerin gezilip görülecek yerleri ile ilgili yüzlerce site var . bu blogg’ ta bunlara yer vermiyoruz.
Paris(Sidikli Kontesim):En kalabalık trafik Paris’ teydi çok fazla motorsiklet var.Yine de tabiî ki bizim şehirlerimize göre çok rahat. Caddeler geniş ve hep tek yönlü işliyor.Burada yeri gelmişken bir şey söylemekte fayda var.Bizim kavşak düzenlemelerimiz kesinlikle Avrupadakilerden iyi.Avrupa da neredeyse hiç göbekli kavşak yok, kavşaklar şeritlerle belirtiliyor ve döneceğiniz yeri önceden bilmiyorsanız yanlış şeritte kalıp sıkıntı yaşayabiliyorsunuz.Ya da zorunlu şerit ihlali yapıyorsunuz ki epey kızıyorlar size!!!Sidikli kontes dememin sebebi bu muhteşem kentin kokusu,nerdeyse bütün köşe başları,köprü altları ve metro istasyonları idrar kokuyor,konuştuğumuz kişiler yaz olduğu için falan dediler ama koku çekilir gibi değildi... Ben belediye başkanı olsam ilk işim kenti köpürte köpürte yıkamak olurdu herhelde:))
Paris Metrosu:
Birbirine geçişleri olan 16 hattan oluşan muhteşem bir ulaşım çözümü.İşte Avrupa farkı diyor insan.Makine yada insanlı gişelerden satın aldığınız biletle geziyorsunuz.10 adet aldığınızda indirimli 12.40 euro.bir biletle istediğiniz kadar aktarma yapabiliyorsunuz yukarı çıktığınızda 2 saat daha geçerli(bazen geçmiyor orasını anlamadık eski biletinizi deneyin ama yeni de cebinizde olsun.)biletler turnike geçişli makineden geçirip tekrar bileti alıyorsunuz.aynı biletle otobüs ve tranvaya da binebiliyorsunuz.Bunun tek istisnası versay sarayından dönerken bindiğiniz tren, şehir dışına çıktığında biletiniz bu trende geçmiyor ancak aynı tren şehir içindeyken biletinizi kullanabiliyorsunuz.Versay sarayı dönüşünde ayrıca bilet alıyorsunuz 3.40 euro.bu biletle otobüs aktarmanızıda yapıp yeniden şehir merkezine gelebiliyorsunuz.Bağlantılı otobüsleri şaşırmanıza imkan yok yere yapıştırdıkları ayak izlerini takip etmeniz yeterli.
Amsterdam:Trafikte en çok Eski Amsterdam’da(turistik bölge) sıkıntı çektik desek yeridir.Bisiklet yolu,tramvay ve taşıt trafiği iç içe. Bir anda bisiklet yoluna girip epey zılgıt yiyebiliyorsunuz.Otopark çok pahalı saati 5 euro,kaç dakika kalacağınızı parkmetreye girip kredi kartınızla ödeme yapıyorsunuz. Makine nakit kabul etmiyor.

1 yorum:

  1. Biz de geçen yıl Avrupa turu yaptık.
    Ayrıntılı olarak Avrupa gezisini www.torbam.com da ayrıntılı olarak anlattım.

    YanıtlaSil